İslam’sız insan tam bir hüsran!

İslam’sız insan tam bir hüsran!

ŞEVKİ YILMAZ

Tam bir asırdır İslam’ın öğretilmesine, öğrenilmesine ve yaşanılmasına hayat hakkı tanımayan şeytani şer Siyonist ve Sebataist çevreler kasıtlı bir şekilde “Gençler Din’den soğuyor!” propagandasını yapıyorlar! Ve bilhassa Dijital (deccal) Sosyal Medya yoluyla iftiralarına devam ediyorlar!

Ve utanmadan; “Gençler Dinden ayrılıyor Deist ve Ataist oluyor!” yalanlarını yayıyorlar!!

Be Siyonistlere hizmet eden sosyal medya kalemşörleri... Dinimizin D’sini dahi duymamış ve Dinimizin Ana kaynağı Kur’an-ı Kerim ve tefsiri Sünnet-i Seniyye’yi hiç incelememiş zavallı mazlum gençlerimiz  İslam Dini’ne inceleyerek girmediler ki çıksınlar!

Dindar olmadılar ki Dinsiz olsunlar!

İmandan ve amelden önce Allah’ı sevmeyi ve sevgiyi Müslüman olmanın şartı gören, susuz kalmış bir kuşa, kediye ve köpeğe su veren merhametliye Cennet müjdeleyen, yoldaki taşı kaldırmayı ve daim temiz yaşamayı imanın gereği gören, mazlumu seven ama zalime kin besleyen, Ananın ayağı altına Cenneti seren, yoksula, yolda kalmışa el uzatanlara Cenneti veren, eşine, ailesine ve çevresine güzel huylu, işinde, ticaretinde ve her şeyinde güzel ahlaklı olanı Cennet ehli kılan, yapılan tüm iyiliklerle, infaklarla ve hayırlarla günahları silen, Muhacirlere ensarlık edene ve yetimlere sahip çıkana sonsuz rahmetini ikram eden Allah’ımızın tek ve son eşsiz Dini İslam’dan gençlerimiz niçin soğusun?

Böyle bir Din sevilmez mi?

Vicdan, insaf, akıl sahibi ve merhameti olan bir insan böyle bir Din’e nasıl ilgisiz kalabilir! Böyle bir Din’i nasıl terk edebilir?

Tüm insanlığın aklını korumak için uyuşturucuyu, alkolü ve işkenceyi yasaklayan...

Canları korumak için kısas hükümleriyle haksız yere cana kıymayı yasaklayan...

Alın terlerini ve malları korumak için zenginlere zekât vermeyi emreden...

Kumarı, faizi, yetim ve tüm kul haklarını yemeği yasaklayan...

Aileyi, nesli ve namusları korumak için fuhşun ve şiddetin her çeşidini yasaklayan...

Sağlığı korumak için Domuz etini ve pis şeyleri yasaklayan...

İnanç, fikir ve düşünceyi korumak için her türlü şiddeti ve baskıyı yasaklayan İslam Dininden gençlerimiz niçin soğusun!?

Böyle bir Din sevilmez mi?

Vicdan, insaf, akıl sahibi ve merhameti olan bir insan böyle bir Din’e nasıl ilgisiz kalabilir!

Böyle bir Din’i nasıl terk edebilir?

Yüz yıldır; iktisadi, ictimai, siyasi ve hukuki sahada İslam Düzeni hayatta yok ki fakirliğin, yoksulluğun, yolsuzluğun, soysuzluğun, cinayetlerin ve ahlaksızlığın sebebi İslam olsun!

İslam’ın Faiz, Kumar, Fuhuş gibi yasakladığı haramlar serbestken, İslami Hukuk adalet, emanet, ehliyet, kısas, namaz, zekât gibi emrettiklerini gözardı edenlerin zulümlerini İslam’a maletmek en büyük bühtan, en büyük yalan ve iftiradır!

Ana Yasamız Kur’an ve Uyum Yasalarımız Sünnet-i Seniyye hangi katili, hangi tecavüzcüyü, hangi işkenceciyi, hangi hırsızı, hangi kumarbazı, hangi faizci tefeciyi, hangi teröristi ve hangi yolsuzu övmüştür?

Bilakis eşsiz Dinimiz İslam; bu suçları ve suçluları yermiş ve cehenneme götüren dalalet yolu olarak ilan etmiştir!

İslam günahların affı için tövbeyi tavsiye ederken her iyiliğin günahları sildiğini müjdelemiştir!

Devamlı merhametliyi, temiz olanı, yoksula sahip çıkanı, birliği, beraberliği, kardeşliği komşu haklarını öven ve Cennetle müjdeleyen İslam Nizamı nasıl gençleri Dinden soğutuyormuş?

İslam nizamından; canilerden, bebek katillerinden, yolsuzlardan, işkencecilerden faizcilerden, kumarbazlardan, ırz düşmanlarından, kadın ve uyuşturucu tacirlerinden başka kim düşman olabilir ve kim soğuyabilir kim!!?

Yeryüzünde tüm zulümlerin, tüm günahların ve tüm cinayetlerin sorumlusu İslam değil, bilakis İslam’sız İnsandır!

Müslüman olarak bizdeki güzellikler İslam Eczanesindeki hayat veren ilahi emir ve yasakları yaşadığımızdandır!

Biz Müslümanlardaki eksiklikler, yanlışlıklar ve yamukluklar İslami emir ve yasaklara uymamamızdandır!

En büyük eczane, Kur’an ve Sünnettir!

Bu eczanenin ilaçlarına uymayanlara hayat tam bir zillettir!                                                  

“İslam’sız İnsan tam bir hüsran! İslam’sız Hayat ise İnsana tam bir zindan!” olanlara Allah’ımız hidayet ve merhamet lütfetsin! Amiin.

“Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten, bizi doğru yola ilettikten sonra, bir daha kalplerimizi caydırma, ayaklarımızı kaydırma, akıllarımızı, gönüllerimizi haktan ayırma. Bize katından rahmet ve inayet bağışla. Şüphesiz, bağışı ve affı en çok olan Sensin Sen.” Amiin.

Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun! Amiin.

Selam, sevgi ve duayla.

1922 yılında Rize'den İzmit'e göç eden eski Karamürsel Müftüsü Ali Efendi'nin (r.a.) oğlu Şevki Yılmaz; 1955`de İzmit`te doğdu. İlkokulu 1967`de İzmit`te bitirdi. 1973 yılında İzmit İmam-Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Derince Lisesi`ni de dışardan bitirdi. 1974 yılında MSP-CHP koalisyonunda, Adalet Bakanlığı Özel kalemi olarak görev yaptı. Şevki Yılmaz, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü`nden 1980 yılında mezun oldu. Fakülte yıllarında Kartal Müftülüğünde Murakıp olarak memuriyet hayatına devam etti.