Hatasız dost arayan dostsuz kalır!

Yılmaz, “Hatasız dost arayan dostsuz kalır!” başlıklı yazısında İstanbul Sözleşmesi'ne dikkat çekerek, son günlerde yaşanan tartışmalar üzerinden de uyarılarda bulundu. Sorduğu sorularla da özeleştiri yapılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, ''Allahımızın, Vatanımızın Düşmanlarını ve cinsi sapıkları sevindirip kıs kıs güldürme komikliğine alet olmamalıyız!'' vurgusunda bulundu. ''Birbirimizin kuyusunu kazmayalım! Algı oyunlarına gelmeyelim!'' diyen Yılmaz, ''Darbelerin gölgesinde silahların yıkamadığı AK iktidarımızı sandıkta yıkmak için uğraşanların kirli emellerine; seçmenleri kızdırıcı ve küstürücü yanlış icraatlarımızla alet olduğumuzun farkında mıyız? 19 yıl evvel Halkımızla yapılan seçim sözleşmesindeki sözlerimizi unutup İslam’a ve İnsanlığa İsyan olan “Kostantınıyye Sözleşmesi” ile Ailemizin ve Devletimizin temeline dinamit koymak isteyenlere alet olduğumuzun farkında mıyız?'' sorularıyla yaşanan sürece dair gözlemlerini samimi bir dille aktardı.

Tartışmaya itidalle yaklaşan, yıpratıcı bir tarafgirlik değil, çözüm odaklı hakem duruşunda bir yazı!
"Hatasız dost arayan, dostsuz kalır!" diyen Yılmaz'dan özeleştiri ve denge çağrısı!
Fıkhi prensipler ve tartışma ahlakı!

İşte Yılmaz'ın söz konusu yazısı:

İlahi Vahyin kontrolünde olan Peygamberler hariç hiçbir kul hatasız ve günahsız olamaz! Hepimiz beşeriz ve şaşarız!

Hatasız ve günahsız varlık olsaydık; Peygamberler ve sunduğu İslami ilkeler gönderilir miydi?

“Hata ve günahları tekrarlamamak ve tövbe edip aklanmayı sağlamak için çalışmak!” Allah’ımıza kulluk imtihanımızdır!

İlk İnsan Hz. Adem (a.s) Efendimiz ve Eşi Havva anamız günahını itiraf edip tövbe edince affedildi! Şeytan ise hata ve günahını savununca kıyamete kader lanetlendi!

Allah’a ve Resulüne İhanet edenleri uyarmak ve tedavi etmek için uğraşacağımıza; hatalarımız bahanesiyle birbirimizle savaşa devam ediyoruz!

Din, Vatan ahlak, namus düşmanları, Cinsi sapık ve taraftarları karşısındaki hoşgörülü tavrımızı birbirimize ne zaman göstereceğiz?

Firavun'un sihirbazları ve içimizdeki hesabilerin kontrolündeki karanlık medya yoluyla bilinçli şekilde estirilen algı operasyonlarıyla birbirimizle uğraştığımızın farkında mıyız?

Birbirimizin kuyusunu kazdığımızın farkında mıyız?

Darlık günlerindeki gerçek dostlarımızı varlık zamanında türeyen hesabilerin ayak oyunları sebebiyle bir bir kaybettiğimizin fakında mıyız?

Beraber yürüyüp beraber ıslandığımız kardeşlerimize vefasızlık yaptığımızın farkında mıyız?

İnsan Hak ve Hürriyetlerinin yasaklandığı karanlık bir dönemden; yasakların yasaklandığı aydınlık dönemlere geçmemizi sağlayan İktidarın ve Liderinin dış güçler ve içimizdeki hesabilerce bitirilmek için uygulanmakta olan şer planlara alet olduğumuzun farkında mıyız?

Darbelerin gölgesinde silahların yıkamadığı AK iktidarımızı sandıkta yıkmak için uğraşanların kirli emellerine; seçmenleri kızdırıcı ve küstürücü yanlış icraatlarımızla alet olduğumuzun farkında mıyız?

19 yıl evvel Halkımızla yapılan seçim sözleşmesindeki sözlerimizi unutup İslam’a ve İnsanlığa İsyan olan “Kostantınıyye Sözleşmesi” ile Ailemizin ve Devletimizin temeline dinamit koymak isteyenlere alet olduğumuzun farkında mıyız?

Ve bu ihanet sözleşmesi dışında medya aracılığıyla “Survivor” gibi ahlaksız programların aleyhine olanları, konuşanları ve yazanları susturmak isteyen Siyonist çevrelerin hain planlarına alet olduğumuzun farkında mıyız?

1922 yılında Rize'den İzmit'e göç eden eski Karamürsel Müftüsü Ali Efendi'nin (r.a.) oğlu Şevki Yılmaz; 1955`de İzmit`te doğdu. İlkokulu 1967`de İzmit`te bitirdi. 1973 yılında İzmit İmam-Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Derince Lisesi`ni de dışardan bitirdi. 1974 yılında MSP-CHP koalisyonunda, Adalet Bakanlığı Özel kalemi olarak görev yaptı. Şevki Yılmaz, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü`nden 1980 yılında mezun oldu. Fakülte yıllarında Kartal Müftülüğünde Murakıp olarak memuriyet hayatına devam etti.