Yezidi Esed kan içiyor çağdaş (!) dünya seyrediyor

İsrail, işgal ettiği Filistin vatanımızın etrafında planlı bir biçimde kurdurttuğu küçücük Arap Devletlerinin başına, halkına ceberut, efendilerine süt dökmüş kedi olan av köpeklerini getirmeyi de başarmıştı. Sayıları az olmasına rağmen ekonomik ve ilmi nüfuzuyla Dünya Hâkimiyetini tam elli yıldır ele geçiren Siyonist İsrail’in en sadık av köpeklerinden biri de Suriye’deki zalim Esed ailesidir. Babası hain Esed’in yolunda Müslüman kardeşlerimize zulüm, katliam ve ihanetlerine devam eden bu aile, iktidarıyla beraber acı sona doğru yaklaşıyor inşallah. Suriye’deki Yezidi iktidarın, silahsız ve günahsız halkına karşı giriştiği kıyımı, mazlumların kan ve gözyaşlarını gördükçe, zihinlerimizde ülkemizdeki geçmiş dönem yeniden canlandı. Bugün Suriye’nin mazlum halklarının çektiğini bizler 80 yıl evvel istiklal savaşımızdan evvel ve sonra da yaşamıştık. Savaş öncesi İngiliz ve müttefiklerinin işgali altında direnmiş ve düşmanı kovmayı başarmıştık. Ama savaş sonrası Ankara’daki Yezidi C.H.P iktidarının başta Dersim olmak üzere Türk, Kürt, Alevi, Sünni demeden toplu katliamlarıyla karşılaştık. Şehirleri, köyleri bombaladılar. Şapka giymeyen halkın üzerine bombalar yağdırdılar. Vatan hainleri olan savaş kaçakları ve düşman işbirlikçilerini yargılamak için savaş öncesi kurulan istiklal mahkemelerinde nice siyaset erbabını ve âlimlerimizi yargısız idam ettiler. Sadece Diyarbakır’da Şeyh Sait ve talebelerinden en az otuz bin kişiyi kurşuna dizerek şehit ettiler. Şimdi derin çetelerin Millet Meclisimiz’deki uzantılarının, bu mirası devralarak, Suriye’deki Esed zulmünü desteklemeleri ırsidir. C.H.P’nin geçmişi bu tür zulüm ve şiddetin örnekleriyle doludur. İslam’a girişinden itibaren tam 14 asır hiçbir kâfir devletle savaşı olmayan İran ve yandaşlarının, İsrail aleyhtarı siyasetinin de biçilen bir rol olduğu artık ortaya çıkmıştır. Savunmasız kadın, çocuk ve bebeklerin, akıtılan kanlarından beslenen bu Siyonist ve uşağı ülkelerin ortak hedeflerinin yeryüzü Kerbela’sının mazlum Hüseyinleri ve Zeynep’leri olduğu Suriye faciasında bir kere daha ortaya çıkmıştır. Maske düşmüş, asıl niyetleri anlaşılmıştır. Suriye, Arakan, Türkistan vs. ülkelerdeki katliamları gördükçe Çaldıran’daki Yavuz Sultan Selim ve Kudüs’ü Şerifteki Selahaddin’i Eyyubi dedelerimizi o kadar özledik ki! Hain, zalim Yezidi Emevi iktidarından sonra Şam Şam olalı böyle bir zulme ve katliama sahne olmadı. Evler, yurtlar, ok

rek katlediliyor. Fırın kuyruğunda ekmek almak için sıraya girmiş kardeşlerimiz şehadet şerbetini içiyorlar. Milyonlarca mağdur Müslüman sınır ülkelere hicrete mecbur ediliyor. Çadırlarda soğuk, açlık ve hastalıklara, tahammül edilemez sefalete mahkûm ediliyor. Ve bütün bu muhacir ve mücahitlere imanının gereği sahip çıkan Türkiye’mize saldıran bu gözü dönmüş aile şimdi de Reyhanlı’daki kardeşlerimizi kalleşçe bombalayarak şehit ediyor. Ebu Cehillerin bile Haram aylarda hürmeten savaşları bırakıp kan akıtmadıkları mübarek Receb Ayının Regaib gecesinde bile Müslüman katliamına devam ediyorlar. Yezidi Esed! Döktüğün kanların içinde yok olup gideceğin günler yakın. Yeryüzünün tüm zalim ve işbirlikçileri Allah (c.c)’ın Aziz, Cebbar ve Kahhar isimleri hürmetine kahrolacaklar inşallah. ¥ Hak şerleri hayreyler, Zannetme ki gayreyler. Arif anı seyreyler. Görelim Mevla’m neyler. Neylerse güzel eyler. ¥ Zalimlere haddini bildirme vakti yakın. Yıkılmaları belki yarın belki yarından da yakın! ¥ Not: Reyhanlı’da yaşanan hunharca saldırı karşısında akıl iflas etmiştir. Şehidlere Rabb’imden rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Müsebbipler elbet hak ettiğini bulacaktır ve o günler yakındır.

1922 yılında Rize'den İzmit'e göç eden eski Karamürsel Müftüsü Ali Efendi'nin (r.a.) oğlu Şevki Yılmaz; 1955`de İzmit`te doğdu. İlkokulu 1967`de İzmit`te bitirdi. 1973 yılında İzmit İmam-Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Derince Lisesi`ni de dışardan bitirdi. 1974 yılında MSP-CHP koalisyonunda, Adalet Bakanlığı Özel kalemi olarak görev yaptı. Şevki Yılmaz, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü`nden 1980 yılında mezun oldu. Fakülte yıllarında Kartal Müftülüğünde Murakıp olarak memuriyet hayatına devam etti.