“Ya İstiklal Ya Ölüm!” Her gücü yener!

Mü’minlerden öyle (mert ve metin) er kişiler vardır ki, Allah ile yaptıkları ahde (iman, itaat ve cihad sözlerine) sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirip (Hakk uğrunda canını vermiştir), kimi de (gönülden cenneti ve şehadeti umup) beklemektedirler. Onlar hiçbir vazgeçme ve yan çizme (bedel ve bahanesi) ile (Allah’a verdikleri sözlerini) değiştirmemişlerdir.” (Ahzab Suresi 23) İlahi mesajına inanan ve imrenen bir toplumu hangi güç yenebilir ki!?

“Sadık ve sağlam mü’minler) Öyle kimselerdir ki; bir kısım (korkak ve münafık) insanlar (onlara gelip), “Gerçekten (kuvvetli ve tehlikeli düşman olan) insanlar size karşı toplanıp (bir şer ittifakı kurdular.) Aman ha, onlardan korkun (ve kendileriyle uyuşun. Çünkü bunlarla başa çıkmanız ve başarılı olmanız imkânsızdır.)” dediklerinde, bu (tehdit ve teklifler o mü’min ve mücahitlerin) imanlarını artırıp (moral ve maneviyatlarına güç katmıştır; çünkü onlar:) “Allah bize yeter. Ve O ne güzel (ve en mükemmel) Vekîl’dir. (Biz O’nun emrinde, O da bizimle beraber olduktan sonra, O’nun izni ve iradesi dışında hiçbir güç bize zarar veremeyecektir)” diyerek (dik duran sadıklardır)” (Âl-i İmran Suresi 173) ilahi mesajıyla imanını ve cesaretini güçlendiren bir toplumu hangi güç yenebilir ki?

“Allah yolunda can verenleri, sakın sıradan ölüler gibi ölü sanma! Aksine, onlar Rab’lerinin katında, senin bilmediğin bir âlemde sonsuz nimetler içerisinde yaşıyorlar. Allah’ın Kendi fazlından onlara verdikleriyle (ferahlanıp) sevinç içinde (mutludurlar). Onlar, arkalarından henüz kendilerine ulaşmayanlara (şunu) müjdelemeyi isterler ki: “Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır! Onlar Allah’tan gelen nimet ve lütfun, Allah’ın, mü’minlerin mükâfatını zâyi etmeyeceği müjdesinin sevincini duymaktadırlar.’’ (Âl-i İmran Suresi 169-170) İlahi Mesajına hasretinden; ölmeyi yaşamaya tercih eden bir toplumu hangi güç yenebilir ki!?

‘’Mektebinde Şehadet dersi olan bir Milletin asla esareti yoktur!” İmanında olan bir toplumu kim yenebilir ki!? ‘’Evladlarının ve eşlerinin Şehadetlerini yaşamalarına tercih eden!” bir toplumu kim yenebilir ki!?

“Dünya Mü’mine zindan, Kafire Cennettir!” inancında olan bir toplumu kim yenebilir ki!? Çocuğuyla, genciyle, kadınıyla, erkeğiyle ihtiyarıyla tam bir asırdır mücadelesine yılmadan ve yorulmadan “Ya İstiklal! Ya Ölüm!” inancıyla devam eden bir toplumu hangi güç yenebilir ki!?

İşte tüm Dünya’nın Siyonist ve Emperyalist saldırılarına rağmen yenilmeyen bu toplum, çocuklarını bayrama gönderir gibi Şehadete gönderen kahraman Filistin halkı, onun ocağı ve otağı Hamas Siyasi Organizasyonu ve emrindeki Mücahid Kassam Tugaylarıdır!
İşte Aziz ve Hakîm olan ve intikam sahibi Allahımız bütün insanlığı, özellikle tüm Müslümanları bu kahraman direnişçilerle ve silahsız savunmasız mazlum halkla imtihan etmektedir!

Ve hepimizin; tek ferdi bile cihana bedel olan bu topluma karşı imtihanı çok büyüktür! Ve çok çetindir!
Abdülhakim Arvasi hazretlerinin; “Hiçbir amelime (ibadetime) güvenmiyorum! Sadece Allah’ın düşmanlarına düşmanlığım var!” dediği gibi biz de “Mazlumların hepimizi dilhun eden çığlıkları sebebiyle hiç bir ibadetimize güvenmiyoruz! Sadece cani, katil, zalim, Siyonist köpeklerine ve işbirlikçilerine düşmanlığımız, kinimiz ve vallahi intikam yenimiz var!” diyoruz.

Bunun için İmanımızın ve insanlığımızın gereği acilen ve acilen; Cılız geçmekte olan protesto yürüyüşlerine daha büyük kalabalıklarla devam etmeliyiz! Siyonistlere ve işbirlikçilerine karşı ekonomik boykotları artırmalıyız!

Diyanet, Kızılay, AFAD, İHH gibi yardım kuruluşları yoluyla devam etmekte olan maddi desteğimizi azim ve şevkle daha da artırmalıyız! 

Eşsiz Önderimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizin “Dua Müminin Silahıdır! Dua Allah’ın tam donanımlı askerlerinden bir Ordu gibidir! Kesinleşmiş Kazayı (İlahi kararı) bile önler!” buyurduğu gibi dualarımızda daim ezilenler, sömürülenler, mazlumlar ve mağdurlar olmalı!

Kalbi ve kavli (lisani) Duaların kabulü için isteklerimizi eyleme dönüştürmeliyiz!! 

Fiili dua olmadan kavli duaların kabul olunmayacağını bilmeliyiz! Zira hâlâ Müslümanların ülkelerinde Mc Donald’s’lar, Burger King’ler, Vakkolar dolup taşıyor! Hâlâ Coca Cola’lar su gibi içiliyor! Hâlâ Yahudi’ye satılmış sular satış rekorları kırıyor! Hâlâ İzrail elçilikleri açık!
Hâlâ İstiklal Savaşlarını veren Kahraman Filistinlilere ‘’Terörist’’ diyebilen Medyadaki ve Milli Meclisimizdeki İsrailciler taraftar bulmaya devam ediyor!
 Hâlâ Filistin amansız bir Cihan Harbi savaşı yaparken bazı malum belediyeler eliyle, Festival rezaletleriyle bebek katillerini sevindirmeye mazlum Filistinli kardeşlerimizin ahları alınmaya devam ediliyor!

Mazlum Filistinli ağlarken gülmek ve eğlenmek bize haramdır! Başımıza daha büyük afad belaları gelmeden acilen bu organizasyonları iptal ettirmeliyiz!! Aksi halde; “Ey îmân edenler! Yaptıklarına rıza göstermek sûretiyle ya da başka şekillerde) zulmedenlere (asla) meyletmeyin, yoksa ateş size de dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O’ndan da) yardım göremezsiniz.!” (Hûd Suresi 113) İlahi mesajında ihtar edilen zalimlere sessiz ve seyirci kalırsak onlara iktisadi boykotu, siyasi ve askeri ambargoyu eyleme koymazsak o Siyonist ve işbirlikçi zalimlerin yaktığı ateşin hepimizi kaplaması kaçınılmaz acı bir sonuç olur! Allahımız her türlü şer ve şerlerden korusun! Daim mazlumların muhafızı olmayı lutfeylesin! Amiin.

Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun! Selam, sevgi ve duayla.

 

1922 yılında Rize'den İzmit'e göç eden eski Karamürsel Müftüsü Ali Efendi'nin (r.a.) oğlu Şevki Yılmaz; 1955`de İzmit`te doğdu. İlkokulu 1967`de İzmit`te bitirdi. 1973 yılında İzmit İmam-Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Derince Lisesi`ni de dışardan bitirdi. 1974 yılında MSP-CHP koalisyonunda, Adalet Bakanlığı Özel kalemi olarak görev yaptı. Şevki Yılmaz, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü`nden 1980 yılında mezun oldu. Fakülte yıllarında Kartal Müftülüğünde Murakıp olarak memuriyet hayatına devam etti.