Şimdi de hepimiz Yahya Sinvar’ız!
Yahya’lar, Heniyye’ler, Meşal’ler; söz konusu davamız olduğunda bir hiç mesabesindedirler.
İsimlerinin bir önemi yoktur.
Onları değerli kılan o kutlu davanın bir neferi olma ve o uğurda mevcudiyetlerini Hak davaya adamış olmalarındandır.
İslam davasının bize ihtiyacı yoktur!
Hepimiz bu Hakk davaya muhtacız! Dava, bizsiz yaşar! Biz, davasız yaşayamayız!
Tıpkı suyun ve oksijenin bizsiz yaşayabileceği ama bizim susuz ve oksijensiz yaşayamayacağımız gibi.
Aslolan İslami davadır. Bizler, hata, kusur ve acziyetimizle bu davada var oldukça değerliyiz.
Ve bu dava ki; ne bana, ne sana, ne Ebu Ubeyde’ye, ne Halid’e ne de Meşal’e muhtaç değildir. Biz dava ile izzet buluruz.
İşte o izzeti; genci yaşlısı, kadını erkeğiyle taşıyanların asrımızdaki diyarı Gazze ve O’nun cengaverler ordusunun liderlik kadrosu bir araya gelmiş ve imamı şehid edilse dahi, cemaatle saf namaz düzeninde olduğu gibi hemen ardında ki imamete geçerek mihrabta yerini almıştır.
‘’Siz, takva üzere olursanız aranızdan nice liderler çıkarırız’’ İlahi müjdesi gereği “Rahmani Mücadelelerde Lider, “Kevser” (çok) Şeytani mücadelelerde Lider ebterdir! (güdüktür kısırdır)”
Bu hakikati ilan eden KEVSER Suresi’de bizim için moral ve motivasyonumuzun kaynağı değil midir?
“Ey Muhammed’im o sana soyu kesik diyenler bilsin ki! EBTER olan onlardır. Ve daha da beter olacaklardır! Öyle ki Biz, Senin şanını ve davanın liderlik makamını yüce tutarak kıyamete kadar genetik soyunla ve açtığın liderlik sancağının yerini asla boş bırakmayacağız! Vereset’ul Enbiyalarla hareket asla lidersiz kalmayacak! Yeter ki orada İslam’ın sancağını dalgalandıran bir zümre olsun” dercesine Şehid Heniyyemizin ardından mihrab boş kalmadı şükürler olsun. Cihad cemaati hareketi, hemen arka saftan bir imamı oraya geçirdi ve Yahya Sinvar, hareketin yeni imamı oldu.
Hayırlı olsun!
Bereketli olsun!
Nusret’e ve Fethe vesile olsun inşallah!
Kassam Tugaylarının yorulmaz ve yılmaz yiğidi Yahya Sinvar kardeşimiz direniş ocağının evladıdır!
Cihad’ın rahminde ve mücadelenin kucağında yetişmiştir.
Kardeşlerim!
Hamas, kuruluş tarihi üzerinden 80’lerde meyve vermişse de, kökleri ne Şeyh Yasin’e ne Abdullah Azzam’a ve ne de izzettin el Kassam’a dayanır! Ondan da eskidir, köklüdür, kadimdir. Kökleri tahmin edilenden de çok derindir. Hz. Ömer’le başlayan Beyt’ul Makdisimizin fethi ve muhafazası Selahaddin Eyyubi ile devam etmiş ve Sultan Selim Han hazretlerinin Kudüs-ü Şerif’i Osmanlı himayesine aldığı Aralık 1516’yla taçlanmıştır.
4 asır süren Osmanlı himayesi ve yıktırtılan Hilafet (Liderlik) gücü bugün mumla aranmaktadır.
İşte o Yavuz ki, Selahaddin Eyyubi’den aldığı sancağı daha yukarılara taşımış ve selefinin yaptığı gibi köklü tedbirler alarak vakti geldiğinde Mescid-i Aksamızı korumak için vazife almak üzere 16 Türkmen aşiretini Türkmen dağı’ndan itibaren bölgeye yerleştirerek ön almıştır.
Şimdi siz, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana, Filistin topraklarında 9 Aralık 1917’den bu güne 107 yıldır süren mücadele de bu şanlı mukavemeti yapanların Anadolu’dan bağımsız olduğunu mu zannediyorsunuz?
Bu akıl Gümüşhane’den aldığı vatan evlatlarını Bosna topraklarına yerleştirirken ve Srebrenitza (Türkçe GÜMÜŞHANE demektir) şehrini kurarken neyi amaçladıysa Filistin topraklarının da himayesinin temellerini asırlar önce bu stratejiyle atmıştır.
Velevki Gazze’li mücahidler Türk, Kürt, Arap olmuş ne önemi var! Tüm etnik kimliklerin, tüm mezhebi ve meşrebi, ideolojik meselelerin üzerinde olan KUDÜS DAVAMIZ bir kutlu sancaktır. O sancağı, kimin nefesi gönderde dalgalandırıyorsa o şeref onundur, onlarındır.
Nasıl ki, ‘’Fatih Muhammed Han Liderliğinde Ümmet Ordusu Kostantınıyye’yi İslambol’a çevirdiyse yine Ümmet ruhu ve Şuuru da Filistin’i Devlet, Kudüs-ü Şerif’i Başkent yapacaktır!” inancıyla birleşenlere, kucaklaşanlara ve çalışanlara selam olsun!
Şanlı onurlu Gazze direnişimizin liderlik kadrosuna ve tabanın fedakar ve cefakar evlatlarına selam olsun!
“Rabbenâ efriğ aleynâ sabren ve sebbit ekdâmenâ vensurnâ alel kavmil kâfirîn.” Ey Rabbimiz! Üzerlerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! Amin (Bakara Suresi: 250)
Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun!
Selam, sevgi ve duayla…