İtrail’in yok ediliş tarihi müjdelendi!
“(Ey Resulüm!) Sakın Allah›ı, senin davetini engelleyen, sana ve müminlere baskı ve işkence yapan, Allah›ın dinine mâni olan zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Allah onların cezalarını gözlerin dehşetle döneceği (korku ve şaşkınlıktan bakışlarına baygınlık geleceği) bir güne kadar ertelemektedir.!” (İbrahim Suresi 42) İlahi mesajındaki dünyevi cezayı Ebu Cehil ve avanesi ayetin nuzulünden çok kısa bir süre sonra Bedir Savaşında tattıkları gibi, Asrın Zalimlerinin tadacağı azabta vallahi çok yakın yıllarda gerçekleşecektir!
Bunu önce Filistin’i işgal eden Siyonist İtrail ve işbirlikçileri tadacaktır İnşAllah!
Hamas Siyasi Hareketinin ve Kassam Silahlı Kuvvetlerinin kurucusu Alim, Fazıl, Mürşid-i Mücahid Şeyh Ahmed Yasin, Şehid edilmeden evvel Siyonist İtrail’in 2027 yılında yok olacağı müjdesini ilan etmişti! (izlemek için tıklayınız) (Allah hakkıyla her şeyi en iyi bilendir)
Siyonist rejim kurdurulduğu ve İslam dünyasının kalbine bir hançer gibi saplandığı 1948 yılından bu yana 76 yıl geçmiştir.
Ve İsrail başbakanlarından Ehud Barak’ın da; ‘’Korkarım ki İsrail için 80 yıl sendromu tekrar edecektir!’’ sözlerinin arkasında bu dehşetli sonun korkusu yatmaktadır.
Çünkü İsrailoğullarının kurdukları devletler 80 yılı görememiştir.
Şanlı Aksa Tufanı başladıktan sonra Ben Gurion havalimanından kaçarken görüntülenen Eski İsrail Başbakanlarından Ehud Barak, bir açıklamasında; “Tarihte hiçbir Yahudi devleti 80 yıldan fazla yaşamadı! 76. Yılını dolduran Siyonist İsrail devletini de galiba bu 80 yıl laneti vuracak..” itirafında bulunmuştu.
Elhamdulillah!
İtiraf etseler de etmeseler de!
Kabul etseler de etmeseler de sonları yaklaştı!
Yaşanan tüm gelişmeler ve Rahmani müjdeler bu sona işaret etmektedir.
İşte, bu müjdelerin yer aldığı İsra Suresi’nde Rabbimiz ultimatomlarını, müjdelerini ve bizlerin de görev ve sorumluklarımızı böyle emir buyuruyor.
Hep birlikte tefekkür ederek okuyalım;
“(Ey İsrailoğulları!) Biz Kitapta (Levh-i Mahfuz’da -kader programında-, olacakları önceden bildiğimizden) İsrail oğullarına şu hükmü verip (kararlaştırdık): “Muhakkak siz yer(yüzün)de iki defa (sahip olduğunuz güç ve servetle şımarıp küstahlaşarak çok yaygın ve azgın bir fesatlıkla) bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle böbürlenip şımaracaksınız. (Ekonomik, askeri ve siyasi gücü ele geçirecek ve bölgeye hükümran olacaksınız. Ne var ki bununla şımaracak; haksızlığa ve ahlâksızlığa başlayacaksınız) Fakat yaptığınız her bozgunculuğun ardından, büyük bir felâketle yüz yüze geleceksiniz) ”Nitekim (bunlardan) ilk vaid (birinci azgınlığınızı cezalandırma vakti) geldiği zaman güç ve şiddet sahibi kullarımızı (İslam kaynaklarında Buhtunnasr, Batılılarca Nabukadnezar denen komutanı ve ordularını) üzerinize gönderdik de sizi evlerin aralarına kadar girip araştırıp (buldular, yurtlarınızı ve zulüm saltanatlarınızı yıktılar). Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü (ve tarihte aynen gerçekleşmiş bulunmaktaydı.)’’
“(Ey İsrailoğulları!) Biz sonra size tekrar “güç ve kuvvet sağlayıp onların (insanların) üzerine geri döndürmüş olacağız” ve onlara bir kez daha üstün gelmenizi sağlayacağız; hem mal ve oğullarla -yani ekonomik, toplumsal, siyasi ve askerî güç bakımından- sizi destekleyecek, hem de genç ve dinamik bir nesil bahşederek sayınızı çoğaltacağız.
“(Ey İsrailoğulları!) Eğer iyilik yaparsanız, aslında kendinize iyilik etmiş olursunuz; kötülük yaptığınız takdirde de, yine ancak kendinize kötülük etmiş olursunuz.
Fakat bir süre sonra, bu öğütleri unutacak ve ikinci kez geniş çaplı bir azgınlığa girişeceksiniz. Böylece, ikinci vaadin gerçekleşme zamanı gelince, onurunuzu ayaklar altına alarak sizi insanların yüzüne bakamaz hale getirsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescide, Süleyman Mabedi’ne girsinler ve istila ettikleri her yeri, ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat edeceğiz.”
“(Ey Siyonist Yahudiler!) Umulur ki (Hakk ve adalete yönelir, küfür ve zulmü terk edersiniz diye) Rabbiniz size merhamet edip (uyarmaktadır). Fakat eğer siz yine (bozgunculuğa) dönerseniz Biz de (sizi cezalandırmaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirler için bir kuşatma yeri (zindan) kılmışızdır.”
‘’(Ey Siyonist Yahudiler!) Umulur ki (Hakk ve adalete yönelir, küfür ve zulmü terk edersiniz diye) Rabbiniz size merhamet edip (uyarmaktadır). Fakat eğer siz yine (bozgunculuğa) dönerseniz Biz de (sizi cezalandırmaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirler için bir kuşatma yeri (zindan) kılmışızdır.’’
(Kur’an-ı Kerim, İsra Suresi 4-5-6-7-8)
İşte bu İlahi İhtarların ve milyarlarca halkın kesintisiz devam eden protestolarının ve artarak çoğalan ekonomik ambargoların fayda vermediği Siyonist Yahudilerin bu Ayet-i Kerimelerin başında geçen (Letufsidunnefilardı merreteyni... ‘’Yeryüzünde iki kez bozgunculuk çıkaracaksınız’’) ayetinin Ebced Hesabına göre de Siyonist İtrail’in yıkılıp yok edilmesi de 2027 yılına tekabül etmektedir elhamdülillah!
Allah yarattığı hiçbir kuluna, topluma ve devlete hak etmediği cezayı ve belayı asla vermez!
Ama asrın en büyük canisi, katili ve eşkıyası büyük Şeytan Siyonist İtrail ve taraftarlarının arş-ı alâyı titrettiği, vicdanları çatlattığı zulümleriyle Allahımızın ebedi gazabını ve lanetini hak etmiştir!
Hz. Mevlana’nın “Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela vermez kul azmadıkça, Hak Kulundan intikamı Kulu eliyle alır. İlmi Hakk’ı bilmeyenler, onu kul yaptı sanır. Emri Bari olmadıkça sanma bir çöp kıpırdanır..” dediği gibi asrın en büyük zulmünü, işgallerini, katliamlarını çıkaran başta İtrail olmak üzere beşli çete Devletlerinden intikamını Allah’ımız Biz Müslümanların eliyle alsın!
Bu müjdelerin motivasyonu hiç kuşkusuz bize ümit veriyor.
Ancak unutulmasın ki bu müjdelerin maddi-manevi kuvvesi bize oturduğumuz yerden lütfedilmeyecek!
Oturana, çalışmayana, ter akıtmayana, malıyla canıyla gayret etmeyene nusret ve zaferin ulaştığı bir tek örnek var mı?
Kader, gayrete aşıksa ve Allah cc, zafere giden yolun olmazsa olmaz kurallarını Nebi’si ile bize öğretmişse, durmayacağız, oturmayacağız, seyretmeyeceğiz nusreti ve zaferi hak edecek fiili ve kavli her türlü duayı hep birlikte edeceğiz.
Zalime ve zulme karşı ekonomik boykotlarımızı, mazlumlara maddi ve manevi desteklerimizi zalimlerin kafasına siccil taşları olması için çok çalışacağız.
Rabb’im an kariybuzzaman bize fetihler lütfetsin ve müjdelerde olduğu gibi 2027 yılını nihai zafer ve fetih yılı eylesin!
Türkiye’mizi İtrail’in Azrail’i ve Haçlı Ordularına karşı Ebabil kuşu eylesin!
Amiin..
Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi”nin uygulanması, Mukaddes Mescid-i Aksa’mızın, Filistin’imizin, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun.
Selam, sevgi ve duayla...