Hastaya değil, mikroba kızmalıyız!

Bugün, Çanakkale ruhu yeniden Suriye’deki Mehmetçiğimizle ve tüm milletimizin dirlik ve birliğiyle diriliyor elhamdülillah! Askere alınmayınca, polis olamayınca ‘’Şehid veya Gazi olamayacağım!’’ diye üzülen bir milleti ve bir Ümmeti kim yenebilir?

Biz doğuştan asker bir milletiz! Kalemle çizilen tüm suni haritalar Mehmetçiğin süngüsüyle ve Ümmetin ittihadıyla tarihin çöp sepetine atılacak İnşAllah! 

Bu yeniden dirilişimiz ve yeniden Dünya Hilafet (Liderlik) makamına gelebilmek için; hepimize bir asırdır bilerek unutturulan ve bilerek anlatılmayan ‘’Cihad’’ ibadetini çok iyi bilip yaşamamız gerekiyor.

“Ey iman edenler! Sizi gayet acı bir azaptan kurtaracak, üstelik size çok kârlı bir ticaret sağlayacak bir iş bildireyim mi? Allah’a ve Elçisine inanır, Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla mücahede edersiniz. Eğer bilirseniz bunu yapmak sizin için çok hayırlıdır. (Saf S.10-11.)

Cihad; Allah’ın Dini İslam, yeryüzünün tamamında egemen oluncaya ve terörün her çeşidi ortadan kaldırılıncaya kadar Maddi ve Manevi bütün gücümüzle çalışmaktır! Mücadele etmektir!

‘’Mü’minler ancak, Allah’a ve resulüne iman eden, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad eden kimselerdir. İçleri dışları bir olan gerçek Mü’minler  işte bunlardır.’’ (Hucurat s.15)

Hem Beden, Hem Mal ve Hem Can ile yapılan tek İbadet Cihad’dır!

Sadece Devletin yetkisi ve sorumluluğunda olan Din ve Vatan Muhafazası için Kıtal (savaş) Cihad’dır!

‘’Ey iman edenler! Allah’ın dinine karşı savaş açan, insanî ve ahlâkî değerleri hiçe sayan, inanç, ibâdet ve düşünce özgürlüğüne zincir vuran bütün fitne ve kötülük odakları tamamen yok edilip ortadan kaldırılıncaya ve yönetimde mutlak otorite ve egemenlik anlamına gelen din, tamamen ve yalnızca Allah’ın irâdesine uygun bir hâle gelinceye ve böylece, Kur’an’ın belirlediği adâlet, özgürlük ve barış ortamı tüm dünyada egemen oluncaya kadar o zalimlerle savaşın! Eğer zulüm ve haksızlıktan vazgeçerlerse, kendilerini kurtarmış olurlar. Unutmasınlar ki, Allah yaptıkları her şeyi görmektedir ve hak ettikleri mükâfâtı onlara elbet verecektir!’’ (Enfal S. 39 ayet meal ve tefsiri)

Sayısız nimetleri lütfeden Allahımıza şükür! (Teşekkür) sadece dille ve kalble değil, eylemledir;
Akıl ve İnsan olma nimetinin şükrü Namaz’dır! (Deliye Farz değil!)

Sağlığın şükrü Oruç’tur! (Hastaya Farz değil!)

Malın şükrü Zekât, İnfak, Sadaka ve Hac’tır! (Fakire Farz değil!)

Din, Vatan, Devlet, Can, Namus, Mal, Makam nimetlerinin şükrü ve sigortası ise Cihad’dır! (Ölülere Farz değil!)

“Seni Yaradan Rabbinin adıyla Oku!” emrinden sonra Müddessir Suresinin başlangıç ayetleriyle İlk emredilen İbadet Cihad’dır! 

En çok emredilen tek İbadet Cihad’dır! 

Hayatımızın tüm zamanını kaplayan ve tüm İmkânlarımızı seferber ettiren Zamansız, Miktarsız tek İbadet Cihad’dır!

“Kolaylaştırın zorlaştırmayın! Müjdeleyin nefret ettirmeyin!” Nebevi metoduna dayalı Tebliğ ve Davetle Cihad! Nefislerimizi ve Nesillerimizi ıslahı ve terbiyesi için İlmi, Ahlakı ve Tasavvufi Cihad! Müzzemmil Suresinin sonunda teşvik edilen Savaş Sanayimizi güçlendirmek için İktisadi Cihad! 

Emr-i bil Ma’ruf Nehy-i Ani’l Münker (İyilikleri, hayrı, barışı, sevgiyi hâkim kılmak! Kötülükleri zulmü her türlü terörü, fitne ve fesadı önlemek) için Siyasi Cihad! Hak ve Adaletin tecellisi için Hukuki Cihad! İmanımızın ve Kuvveti ele geçirmemizin gereğidir! 

Ölümden korkan Şehadete koşsun! Çünkü Şehidler ölünce tekrar ölümsüzleşirler! Ve rızıklanırlar!  

Günahlarından korkan Şehadete koşsun! Çünkü Şehidin günahları tartılmayacaktır! Cehennemden korkan Şehadete koşsun! Çünkü Şehid hesabsız ve mizansız Cennet’e girecek! Ve Allah izniyle günahkâr Mü’minlere de şefaat edecek!

Dinsiz ve Vatansız kalmaktan korkan  Şehadete koşsun! Çünkü “ya İstiklal ya Şehadet!”’e âşık cesur bir toplumun asla esareti yoktur! Korkaklar her gün ölür, cesurlar bir gün! 

Bütün bu gerçekler ortadayken; Devletimizin, Milletimizin bilhassa Mehmedçiklerimizin yüksek morale, maddi ve manevi desteğe bu kadar ihtiyacı olduğu bir zamanda, içimizdeki mandacı muhalefet kime hizmet ediyor? Neden yalan ve iftiralarla Ordumuzun ve Milletimizin moralini bozuyorlar? 

Dün Suriyeli muhacir kardeşlerimizin Ülkemize Hicretinden rahatsız olanlar ve bir dilim ekmeğini paylaşmaktan korkanlar bugün ‘’Avrupa’ya niçin gönderiliyorlar’’ diye rol yapıyorlar!

Bu yalancı ahlaksızlarda hiç mi vicdan yok? 

Hiç mi İman yok?

Hiç mi hayâ, edeb, utanma, ar ve namus yok?

Bizler ise yalan ve iftira dolu algı operasyonlarına ne de çabuk aldanıyoruz! Ve ne kadar unutkan bir milletiz!

‘’Suriye’de Türkiye’nin ne işi var?’’ diyenlerin, ABD ve müttefiklerinin karargâhı çekiç gücü bu ülkeye davet eden aynı alçak ve aynı hain zihniyetler olduğunu ne çabuk unuttuk!

Kuyruklarına basılınca nasıl köpekler canhıraş havlarlarsa Suriye’nin darbeyle gelen işgalci zalim Yezidi İktidarının kuyruğuna bastığımız için havlamaları kuyruk acılarının gereğidir!

Dün olduğu gibi her zaman; “İt ÜreyecekKervan Yürüyecek İnşAllah! İt havlayacak, Kervan haklayacak İnşallah!’’

Şemsi Tebrizi’nin “Edep, aklın tercümanıdır. İnsan edebi kadar akıllı, Aklı kadar şerefli, Şerefi kadar kıymetlidir” dediği gibi kuyruk acısından veya hasedinden Korona Virüsü gibi şirazesinden çıkmış ağzı salyalı ifsad ehli hastalanmışlara sadece ıslahları için dua ederiz! Çünkü Hastaya değil Mikroba kızılır! Cihad İbadeti ile yola devam İnşallah!

Allah(c.c), Din ve Vatan Muhafızı Şehidlerimize rahmet, gazilerimize şifa, ailelerine ve Milletimize sabır lütfetsin. Ve hepimize Şehadet Makamını ihsan buyursun! Amiin.

1922 yılında Rize'den İzmit'e göç eden eski Karamürsel Müftüsü Ali Efendi'nin (r.a.) oğlu Şevki Yılmaz; 1955`de İzmit`te doğdu. İlkokulu 1967`de İzmit`te bitirdi. 1973 yılında İzmit İmam-Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Derince Lisesi`ni de dışardan bitirdi. 1974 yılında MSP-CHP koalisyonunda, Adalet Bakanlığı Özel kalemi olarak görev yaptı. Şevki Yılmaz, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü`nden 1980 yılında mezun oldu. Fakülte yıllarında Kartal Müftülüğünde Murakıp olarak memuriyet hayatına devam etti.