Devletlerin ve İktidarların gücü de, ömrü de Adalet’tir!

Geçen haftaki yazımızı “Halkımızın asıl gündemine devam edeceğimiz yazımızla buluşmak üzere Allah’ımıza emanet olunuz kardeşlerim!” cümlesiyle bitirmiştik!

Halkımızın yüz yıldır değişmeyen gündemi, adaletin olmayışından muzdarib oluşudur!

Zira;

Bâtıla dayalı kanunların yetersizliği ve acizliği sebebiyle ‘’polisim’’ numarasıyla telefonlarla ve tehditlerle vatandaşlarımızı dolandıran çete adresleri belli olduğu halde hâlâ çökertilememiştir!

Bâtıla dayalı kanunların yetersizliği ve acizliği sebebiyle çeklerle senetlerle vatandaşlarımızı dolandıran çeteler de hâlâ çökertilememiştir!

Bâtıla kanunların yetersizliği ve acizliği sebebiyle insanların namuslarına, canlarına ve mallarına kıyan çeteler de hâlâ çökertilememiştir!

Bâtıla dayalı kanunların yetersizliği ve acizliği sebebiyle gençlerimizi yaşarken hayattan koparan ve kopartan esrar, eroin, bonzayi gibi uyuşturucuların üreticisi, pazarlayıcısı ve satıcısı çeteler de hâlâ çökertilememiştir!

Bâtıla dayalı kanunların yetersizliği ve acizliği sebebiyle devletin ana temeli aileyi yıkmak için zinayı ve cinsi sapıklığı teşvike devam eden medya ve sosyal medyadaki çeteler de hâlâ çökertilememiştir!

Bâtıla dayalı kanunların yetersizliği ve acizliği sebebiyle iş hayatını durduran, işsizliği horlatan, evliliği zorlaştırarak eşsizliği artıran ana mikrop faiz ve kumar çetesi ve lobisi de hâlâ çökertilememiştir!

Bâtıla dayalı kanunların yetersizliği ve acizliği sebebiyle çalanın, dolandıranın, dövenin ve vuranın yanına kâr kaldığı tam bir zulüm kanunlarının uygulandığı şirk rejiminin kıskacındayız!!

Roma Merkezli Batıdan ithal edilen bu Bâtıl Anayasa ve ona dayalı Bâtıl yasalarla hiçbir İktidar mazlumların ve mağdurların beklediği Hak ve Adaleti asla sağlayamaz!

Sevgimizin ve Merhametimizin yönünü Zalimden Mazluma, Hainden Mağdura, Katilden Maktule çevirmedikçe gerçek Hak ve adalet asla sağlanamaz! Ve Allah’ımızın rahmetine, bereketine ve nusretine ulaşılamaz!

“Hırsızın kolunu kesiniz!” “Ey Akıl sahibleri Kısasta Hayat vardır!” ve benzeri İslami Ceza Hükümlerini sadece hırsızlar, vurguncular, talancılar, caniler, tecavüzcüler, fahişeler ve cinsi sapıklar sevmez ve istemez! Onun için bu bir avuç Putlu ve Mutlu azınlık İslam Şeriatına (Düzenine) salyalı ağızlarıyla “Kahrolsun” diye saldırıyorlar!

Halkımız İktidarımızdan, Bâtıl batıdan ithal edilen “gözü çıkarana az, gözlüğü kırana çok” ceza veren bu şirk ve necis Ceza Kanunlarının acilen değiştirilmesini beklemektedir!

Halkımız;

Her yerde her şeyde ve her işte Hak ve Adalet istemekte!

Mahkemelerde, öz anne ve babaya bile torpil yapmayan adaleti!

Ekonomide, zengini daha zengin fakiri daha fakir yapmayan Adaleti!

Gelir dağılımında, “biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar!” Zulmünü önleyecek Adaleti!

Vergide, ezileni koruyan Adaleti!

Sağlıkta, sömürtmeyen Adaleti!

Ailede, yuvaların yıkılmasını önleyen Adaleti!

Siyasette, Adaleti!

Atamalarda, torpili önleyen ehliyete dayalı Adaleti istiyor!
Ve Adalet ismiyle müsemma İktidarımızdan bunları acilen bekliyor!

İktidarımızın, batıcı ve daim zalimden yana bu batı ve bâtıl yasalarının koyucusu ve koruyucusu mandacı muhalefeti kudurtacak Milli Hukuki adımları çekinmeden atması yeniden Milletimizle barışmasını sağlayacaktır!

Zira Allah’ın kılıcı ve Aslanı, İlmin kapısı Mü’minlerin emiri İmam Hz. Ali (r.a) Efendimizin tarihi sözü olan “Devlet’in Dini Adalet’tir” hakikati Devletin ve İktidarların devamının ilacıdır!

Adalet; ailenin ve devletin yaşama ömrüdür! Bereketinde, huzurunda ve hür ortamda Allah’ımıza kul olabilmenin de tek yolu din, ırk, mezheb, mal, makam ve mevki ayırımı yapmadan herkese ve her şartta Hak ve Adaletin tecellisidir!

Emevi Hanedanı’nın, Asr-ı Saadet’ten hemen sonra iktidara gelmelerine ve zaferlerle dolu büyük fetihler yapmalarına rağmen Hak ve Adaletten uzaklaşmaları sebebiyle yüz yılda yıkıldıklarını asla unutmayalım! Ve halkımızın mumla aradığı sadece Hakk’a dayalı Yasalarla ve Ahirete hazırlıklı Ahlak Nesliyle adaleti sağlayarak Zalimleri ağlatıp, mazlumları sevindirelim İnşallah!

Allah’ım Hakk’ı Hak görüp daim Hak ve Adalete uymayı ve Batılı batıl görüp zulmün her çeşidinden sakınmayı bizlere lütfeyle! Ülkemizi tüm mazlumların sığınacağı ve İnsanlığın gıbta edeceği Hak ve Adalet ülkesi eyle! Bunun sağlanması içinde hayâlı, edebli, güzel Ahlaklı, İmanlı, Din ve Vatansever nesilleri yetiştirmeye hepimizi muktedir eyle! Amiin

Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız, mübarek olsun!

Selam, sevgi ve duayla

1922 yılında Rize'den İzmit'e göç eden eski Karamürsel Müftüsü Ali Efendi'nin (r.a.) oğlu Şevki Yılmaz; 1955`de İzmit`te doğdu. İlkokulu 1967`de İzmit`te bitirdi. 1973 yılında İzmit İmam-Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Derince Lisesi`ni de dışardan bitirdi. 1974 yılında MSP-CHP koalisyonunda, Adalet Bakanlığı Özel kalemi olarak görev yaptı. Şevki Yılmaz, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü`nden 1980 yılında mezun oldu. Fakülte yıllarında Kartal Müftülüğünde Murakıp olarak memuriyet hayatına devam etti.