Şevki Yılmaz yazdı: Üç Aylar; nefislerimizin ve nesillerimizin ıslâhı için bir fırsattır!
Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V)'ın, “Allah’ım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” diyerek önemini vurguladığı 3 aylar geldi çattı. Diyanet takvimine göre 3 aylar, 13 Şubat günü yani bu gece Receb ayıyla başlayacak.
İlahiyatçı-Hatip Şevki Yılmaz da, Peygamberimizin müjdelediği bu mübarek ve mühim aylara girerken, okurlarına haftalık Cuma yazısında önemli uyarılarda bulunarak, 3 ayların önemine dikkat çekti.
En büyük silahlı güç ve düşmanımız olan nefis terbiyesine çok ihtiyacımız olduğu bir zamanda üç ayların paha biçilmez bir fırsat olduğunu söyleyen Yılmaz, "Nefis muhakemesi ve muhasebesinden uzak, Ahirete hazırlıksız yakalanmamak için nefis, heva ve arzularımızı Oruç, Salât (Namaz ve Salavat-ı Şerif’e) ve sadakalarımızla, hayır ve hasenatımızla, Zekât, zikir ve tesbihatlarımızla, tövbe, istiğfar ve dualarımızla yeniden rektefe edip ıslah etmeliyiz!" ifadelerini kullandı.
İşte Şevki Yılmaz'ın yazısı:
Doğumuyla şereflendiğimiz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Efendimize Bizi ümmet kılan Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza hamd; Önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Mümin kardeşlerimize, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olanlara, Din ve Vatan muhafızı Gazi ve Şehidlerimize salât ve selam olsun!
Bu gece Mübarek Üç Ayların ilki Receb-i Şerif Ayına, “Allah’ım! Receb ve Şaban Aylarını bizim için bereketli kıl! Mübarek eyle! Ve Bizi Ramazan ayına ulaştır” dualarımızla gireceğiz İnşAllah! Haftaya Perşembe Akşamı da Regaib Gecesini dua ve dünyevi-uhrevi dileklerimizle idrak edeceğiz İnşAllah!
En büyük silahlı güç ve düşmanımız olan nefis terbiyesine çok ihtiyacımız olduğu bir zamanda üç aylar paha biçilmez bir fırsattır! Nefis muhakemesi ve muhasebesinden uzak, Ahirete hazırlıksız yakalanmamak için nefis, heva ve arzularımızı Oruç, Salât (Namaz ve Salavat-ı Şerif’e) ve sadakalarımızla, hayır ve hasenatımızla, Zekât, zikir ve tesbihatlarımızla, tövbe, istiğfar ve dualarımızla yeniden rektefe edip ıslah etmeliyiz!
“Kendi arzu ve heveslerini hayatın biricik gayesi hâline getirerek ihtiraslarını İlah edinen ve Allah’ında, zulümleri sebebiyle sapıklığı hak ettiğini bildiği için kulağını ve kalbini mühürleyip gözlerinin üzerine perde çekerek Hak ve hidâyetten mahrum bıraktığı insanın acıklı hâlini bir düşünsene! Söyler misiniz; Allah böyle birini saptırdıktan sonra, artık kim onu doğru yola iletebilir? Öyleyse, ey insanlar, bunları düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Casiye S. 23)
“Arzu ve tutkularını kendisine ilâh edinen kimseyi gördün mü? Zevklerini, çıkarlarını, ihtirâslarını hayatın biricik ölçüsü hâline getirerek bunları kendisine İlah edinen kimsenin ne kadar zavallı ve ne kadar aşağılık hale geldiğini görüyorsun, değil mi? Şimdi, onun inkârından sen mi sorumlu olacaksın?” (Furkan S.43) İlahi Mesajlarının uyarılarına uyarak; şehvet, şöhret, mal ve makamlara kul ve köle olmaktan kendimizi mutlaka kurtarmak için Oruç, Salât (Namaz ve Salâvat-ı Şerif’e) ve sadakalarımızla hayır ve hasenatımızla, zekat, zikir ve tesbihatlarımızla, tövbe, istiğfar, sohbet ve dualarımızla azgın nefislerimizi evcilleştirmeliyiz...